Tom rakamlarda hatasızdır.
- Tom is accurate at figures.
O, rakamları topladı.
- He added up the figures.
Uzaktan bakıldığında, kaya, çömelen bir insan figürüne benziyor.
- Seen at a distance, the rock looks like a squatting human figure.
O orantılı bir figüre sahiptir.
- She has a well-proportioned figure.
Kate iyi bir endama sahip.
- Kate has a good figure.
Tom bunun denemeye değer olduğunu düşündü.
- Tom figured it was worth a try.
Ben uzaktan yaklaşan bir suret gördüm.
- I saw a figure approaching in the distance.