to incapacitate; especially by inducing disorientation or unconsciousness

Englisch - Türkisch

Definition von to incapacitate; especially by inducing disorientation or unconsciousness im Englisch Türkisch wörterbuch
stun: {f} -i şoke etmek, (birinde) şok etkisi yaratmak, -i çok şaşırtmak
stun: {f} afallatmak
stun: şok
Sami bir şok silahı satın aldı. - Sami bought a stun gun.
stun: şaşkına çevirmek
stun: sersemleme
stun: -i çok şaşırtmak
stun: şoke etmek
stun: sersemlet
stun: sersemletmek
stun: bayıltmak
stun: (Tıp) Ani darbe ile bilincini kaybettirmek, ani vuruş ile sersemletmek
stun: (Tıp) Ani darbe sonucu bilincini kaybetme, sersemleme
stun: {f} şaşırtmak

Englisch - Englisch

Definition von to incapacitate; especially by inducing disorientation or unconsciousness im Englisch Englisch wörterbuch: stun
In many European countries cattle have to be stunned before slaughtering.

to incapacitate; especially by inducing disorientation or unconsciousness

Silbentrennung

to incapacitate; es·pe·cial·ly by in·du·cing dis·o·ri·en·ta·tion or un·con·scious·ness

Historie

Favoriten