Bir toplu iğne düşüşünü bile duyabilirdin.
- You could've heard a pin drop.
Bir iğnenin düşüşünü duyacak kadar yeterince sessiz.
- It's quiet enough to hear a pin drop.
Seni arabayla İstasyona bırakacağım.
- I'll drop you off at the station.
Yedinci sınıftayken okulu bıraktım.
- I dropped out of school when I was in the 7th grade.
Bir içki için uğrayalım.
- Let's drop in for a drink.
O, bilgeliğini sana vermek istiyor.
- He wants to impart his wisdom to you.