Sadece sana şans dilemek için uğradım.
- I just stopped by to wish you luck.
Sana iyi şans dilemek için geldim.
- I came to wish you good luck.
Onun arzusu iyi bir öğretmen olmaktır.
- Her wish is to become a good teacher.
Tanrı ile konuşma arzusu saçmadır. İdrak edemediğimiz birisiyle konuşamayız.
- The wish to talk to God is absurd. We cannot talk to one we cannot comprehend.
Bu harika günde bütün en iyi dileklerimle.
- All the best wishes on this wonderful day.
Umarım dileklerin gerçekleşecektir.
- I hope your wishes will come true.
İnşallah isteklerin gerçekleşir.
- I hope your wishes will come true.
Senin isteklerini karşılamaya çalışacağım.
- I'll try to meet your wishes.
O, yirmi yıl önce doğmuş olmayı diledi.
- She wished she had been born twenty years earlier.
Tom'un Mary ile evlenmemiş olmayı dilediği zamanlar olmuştur.
- There were times when Tom wished he hadn't married Mary.
Romalılar, imparatorluğun çöküşünü istemedi, ama oldu.
- Romans did not wish for the fall of their empire, but it happened.
Ken onun İngilizcesini tazelemeyi istemektedir.
- Ken wishes to brush up his English.
Jane İngiltere'de sumo görebilmeyi istemektedir.
- Jane wishes she could see sumo in England.
Ken onun İngilizcesini tazelemeyi istemektedir.
- Ken wishes to brush up his English.