Kutu bir Mezepotamya heykeli içermektedir.
- The box contains a Mesopotamian statue.
Bu sözlük yaklaşık 40.000 madde başı sözcük içermektedir.
- This dictionary contains about 40,000 headwords.
Konuşması birçok güzel cümle içeriyordu.
- His speech contained many fine phrases.
Valiz kirli çamaşırlardan başka bir şey içermiyordu.
- The suitcase contained nothing but dirty clothes.
Doctors are trying to contain disease.
I couldn’t contain my excitement any longer.