Ben dağlarda yürümekten hoşlanırım.
- I like to hike in the mountains.
Tom, Mary'ye bir gezintiye çıkmayı söyledi.
- Tom told Mary to take a hike.
Gezinti en az sekiz saat sürer.
- The hike will take at least eight hours.
Yürüyüşe çıkmak için mükemmel bir gün.
- It's a perfect day for a hike.
Yürüyüşe çıkmak için en iyi mevsim sonbahardır.
- Autumn is the best season for going on hikes.
O, hasta olduğu için yürüyüşe gidemedi.
- He could not go on the hike because he was ill.
Yürüyüşü iptal etsek iyi olur.
- We'd better cancel the hike.
Leyla uzun yürüyüşünü bitirdi.
- Layla finished her long hike.