Bu projeyi desteklemek istemene sevindim.
- I'm glad that you want to support this project.
Bu veriler hipotezi desteklemektedir.
- This data supports the hypothesis.
Henry kendini geçindirmek için yeterince yaşlıdır.
- Henry is old enough to support himself.
Tom Mary gibi bir kadını geçindirmek için yeterli para kazanmıyor.
- Tom doesn't earn enough money to support a woman like Mary.
Bu veriler hipotezi desteklemektedir.
- This data supports the hypothesis.
Onun bizi desteklemesini bekledik.
- We expected him to support us.
Benim tartışmayı destekleyecek adil bir miktar bilimsel veriyi sıralayacağım
- I will marshal a fair amount of scientific data to support my argument.
Arkasında zengin bir destekleyicisi var.
- He has a wealthy supporter behind him.
Tom uyuduğu zaman sırtını dayamak için bir yastık kullanır.
- Tom uses a pillow to support his back when he sleeps.