to have the smell (of)

listen to the pronunciation of to have the smell (of)
Englisch - Türkisch

Definition von to have the smell (of) im Englisch Türkisch wörterbuch

smell
koklamak

Tom çiçeği koklamak için eğildi. - Tom leaned down to smell the flower.

Tanzanya'da yiyecek koklamak, kibar olmayan hatta çok görgüsüzce bir davranıştır. - It is impolite, or even gross, to smell food in Tanzania.

smell
{f} kokmak

Sigara dumanı gibi kokmak istemiyorum. - I don't want to smell like cigarette smoke.

smell
{i} koku

Caz ölmedi, sadece komik kokuyor. - Jazz isn't dead, it just smells funny.

Sansar kötü kokusuyla bilinir. - The weasel is noted for its bad smell.

smell
-in kokusunu almak
smell
kokmak (kötü)
smell
(Tıp) koklama duyusu
smell
{f} kok

Caz ölmedi, sadece komik kokuyor. - Jazz isn't dead, it just smells funny.

Sansar kötü kokusuyla bilinir. - The weasel is noted for its bad smell.

smell
kokuşmak
smell
iy
smell
sezmek
smell
kokusunu almak
smell
{f} koku almak
smell
smell out kokusunu alar
smell
(isim) koku, koklama, koku alma duyusu, pis koku, ima
smell
bir hile olduğunu sezmek
smell
hava

Yangından sonra, duman kokusu günlerce havada kaldı. - After the fire, the smell of smoke remained in the air for days.

Yangından sonra, havadaki duman kokusu günlerce sürdü. - After the fire, the smell of smoke in the air lasted for days.

smell
{i} pis koku

Bodrum, çirkin, karanlık ve pis kokulu. - The basement is ugly, dark, and smelly.

Burnunu tıka böylece pis kokuyu koklamazsın. - Hold your nose so you don't smell the stench.

smell
smell a rat şüphelenmek
smell
{f} 1. koklamak; -in kokusunu duymak/almak: Bend down and smell those roses! Eğilip o gülleri kokla! I smell coffee. Kahve kokusu
smell
koklamak; -in kokusunu duymak/almak: Bend down and smell those roses! Eğilip o gülleri kokla! I smell coffee. Kahve kokusu
Englisch - Englisch
smell
to have the smell (of)
Favoriten