to have common borders or frontiers

listen to the pronunciation of to have common borders or frontiers
Englisch - Türkisch

Definition von to have common borders or frontiers im Englisch Türkisch wörterbuch

march
{i} marş

Cenaze marşlarının ritmini seviyorum. - I love the rhythm of funeral marches.

Bando çeşitli marşlar çaldı. - The band played several marches.

march
{f} ilerlemek
march
arş
march
yürüyüş

Bir bando cadde boyunca uygun adımlarla yürüyüş yapıyor. - A brass band is marching along the street.

Her yürüyüş sadece birkaç adımdan oluşur. - Every march is composed of just a few steps.

march
yürütmek
march
gösteri yürüyüşü
march
düzenli adımlarla yürümek
march
{i} sınır
march
seyir/yürüyüş/Mart
march
önüne katmak
march
ilerleme
march
{i} müz. marş
march
{f} yürüyüş yaptırmak
march
yürünen mesafe
march
{f} (topluca) yürüyüş yapmak
march
{i} uygun adımla yürüyüş
march
(isim) mart, marş, sınır bölgesi, uygun adımla yürüyüş, sınır, hudut
march
{i} hudut
Englisch - Englisch
march
to have common borders or frontiers

    Silbentrennung

    to have com·mon borders or frontiers

    Türkische aussprache

    tı häv kämın bôrdırz ır frıntîrz

    Aussprache

    /tə ˈhav ˈkämən ˈbôrdərz ər frənˈtərz/ /tə ˈhæv ˈkɑːmən ˈbɔːrdɜrz ɜr frənˈtɪrz/
Favoriten