to have a particular smell, whether good or bad

listen to the pronunciation of to have a particular smell, whether good or bad
Englisch - Türkisch

Definition von to have a particular smell, whether good or bad im Englisch Türkisch wörterbuch

smell
koklamak

Taze yapılmış kahveyi koklamak çok harika! - It's so wonderful to smell freshly made coffee!

Tanzanya'da yiyecek koklamak, kibar olmayan hatta çok görgüsüzce bir davranıştır. - It is impolite, or even gross, to smell food in Tanzania.

smell
{f} kokmak

Sigara dumanı gibi kokmak istemiyorum. - I don't want to smell like cigarette smoke.

smell
{i} koku

Caz ölmedi, sadece komik kokuyor. - Jazz isn't dead, it just smells funny.

Bir köpeğin koku alma duygusu, bir insanınkinden çok daha keskindir. - A dog's sense of smell is much keener than a human's.

smell
-in kokusunu almak
smell
kokmak (kötü)
smell
(Tıp) koklama duyusu
smell
{f} kok

Gerçekten güzel koktu. - It smelled really good.

Bu, peynir gibi kokuyor. - This smells like cheese.

smell
kokuşmak
smell
iy
smell
sezmek
smell
kokusunu almak
smell
{f} koku almak
smell
smell out kokusunu alar
smell
(isim) koku, koklama, koku alma duyusu, pis koku, ima
smell
bir hile olduğunu sezmek
smell
hava

Yangından sonra, havadaki duman kokusu günlerce sürdü. - After the fire, the smell of smoke in the air lasted for days.

Hava bahar çiçekleri gibi kokuyor. - The air smells like spring flowers.

smell
{i} pis koku

Burnunu tıka böylece pis kokuyu koklamazsın. - Hold your nose so you don't smell the stench.

Bodrum, çirkin, karanlık ve pis kokulu. - The basement is ugly, dark, and smelly.

smell
smell a rat şüphelenmek
smell
{f} 1. koklamak; -in kokusunu duymak/almak: Bend down and smell those roses! Eğilip o gülleri kokla! I smell coffee. Kahve kokusu
smell
koklamak; -in kokusunu duymak/almak: Bend down and smell those roses! Eğilip o gülleri kokla! I smell coffee. Kahve kokusu
Englisch - Englisch
smell

The roses smell lovely.

to have a particular smell, whether good or bad
Favoriten