Bu fabrika, otomobil parçaları üretmektedir.
- This factory manufactures automobile parts.
Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır.
- Mathematics is the part of science you could continue to do if you woke up tomorrow and discovered the universe was gone.
İngiltere'nin birçok kısımlarını ziyaret ettim.
- I visited many parts of England.
Bu teori üç kısımdan oluşur.
- This theory consists of three parts.
Her iki taraf savaşa karşı çıktı.
- Both parties opposed war.
Üçüncü bir taraf olarak pozisyon almaya niyetliyim.
- I intend to take my position as a third party.
Kısmen sizinle aynı fikirdeyim.
- I partly agree with you.
Tom onun kısmen hatası olduğunu kabul etti.
- Tom admitted that it was partially his fault.
Yarın arkadaşım için doğum günü partisi vereceğim.
- I'm going to give a birthday party for my friend tomorrow.
Çocuğunuzun doğumundan sonra işinizi yarım gün yapmalısınız.
- After the birth of your child, you should make your work part-time.
Tom zaten görevini yaptı.
- Tom has already done his part.
Görevimi yapmayı planlıyorum.
- I plan on doing my part.
Partide Jack ve Mary'nin yanındaki kimdi?
- Who was at the party beside Jack and Mary?
Japonca öğrenmenin zor yanı nedir?
- What is the hard part of learning Japanese?
Bu cihazlar özellikle yüksek kaliteli işçilikle ayırt edilir.
- These devices are distinguished by particularly high-quality workmanship.
Ölüm bizi ayırana kadar iyi ve kötü günde seni seveceğim.
- I will love you for better for worse till death us do part.
O, evinden ayrılmak istemedi.
- He didn't want to part with his house.
Niçin ayrılmak istediğine dair fikrim yok.
- I have no idea why you want to part with that.