Kalp çarpıntısıyla, o kapıyı açtı
- With her heart pounding, she opened the door.
O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.
- When he openly declared he would marry Pablo, he almost gave his grandmother a heart attack and made his aunt's eyes burst out of their sockets; however, his little sister beamed with pride.
O, yürek parçalayan bir hikaye idi.
- It was a heartbreaking story.
Ona yürekten teşekkür ettim.
- I thanked him from the bottom of my heart.
Gözden ırak olan, gönülden ırak olur.
- Far from eye far from heart.
O canı gönülden yaptı.
- He put all his heart and soul into it.
Ona gerçeği söyleyecek cesaretim yoktu.
- I didn't have the heart to tell him the truth.
Sana söyleyecek cesaretim yoktu.
- I didn't have the heart to tell you.
Korku kalbime süzüldü ve orada yerleşti.
- Fear crept into my heart and settled there.
Bu, korkaklara göre değil.
- It's not for the faint of heart.
Çok sayıda destek mektubu üzgün kalbimi rahatlattı.
- Many letters of encouragement refreshed my sad heart.
Çok üzgündü ve kendini astı.
- He was heartbroken and hanged himself.
I heart you (I love you).
Kalbini aç; güzel aşk cümleleri yaz!
- Open your heart; write beautiful love sentences!
Sadece aşk kalbini kırabilir.
- Only love can break your heart.