Tom'un ziyareti için hazır olmak zorundayız.
- We have to get ready for Tom's visit.
Sabahleyin iş için hazırlanmak çok zamanımı alır.
- It takes me a lot of time in the morning to get ready for work.
Hazırlanmak zorundayım.
- I've got to get ready.
Abraham'ın sabahları hazırlanmasının ne kadar zaman aldığına şaşırırdın.
- You'd be amazed how long it takes Tom to get ready in the morning.
Tom iş için hazırlanmak zorunda.
- Tom has to get ready for work.
... small restaurants actively get ready for the fifty five ...
... and get ready for a memorable journey ...