Kendimi sıkıntı içinde bulduğumda o konudan kurtulmak için bir çıkış yolu bulmaya çalışırım.
- When I find myself in trouble, I try to find a way to get out of it.
Bu durumdan kurtulmak zorundayım.
- I have to get out of this situation.
Onun adı sık sık hatırımdan çıkıyor.
- Her name often escapes me.
Tatile çıkmak istediler.
- They wanted to escape on vacation.
Tom arabadan inmek istiyordu.
- Tom wanted to get out of the car.
Leyla arabadan inmek istedi.
- Layla wanted to get out of the car.
Tom arabadan inmek ve yürümek istedi.
- Tom wanted to get out of the car and walk.
Leyla arabadan inmek istedi.
- Layla wanted to get out of the car.
Tom kızgın ayıdan kaçmak için elinden geldiği kadar hızlı koştu.
- Tom ran as fast as he could to escape from the angry bear.
Ben bu hapishaneden kaçmayı başarabilmemizin pek olası olmadığını düşünüyorum.
- I think it's highly unlikely that we'll be able to escape from this prison.
Kaç Tom. Çık buradan!
- Run, Tom. Get out of here!
Dün saat kaçta yataktan çıktın?
- What time did you get out of bed yesterday?
I can't get out of this notion that she may have known all along.
Is there any way I can get out of Saturdays?.