Tom'un er ya da geç onu yapmaya zaman ayıracağından eminim.
- I'm sure Tom will get around to doing that sooner or later.
Sanırım Tom geçen yaz ahırı boyamaya zaman ayırmadı.
- I guess Tom didn't get around to painting the barn last summer.
The busy orator and mother of two couldn't get around to her unfinished speech.