Futbol eski bir oyundur.
- Football is an old game.
Eğer oyun kasetinin metal plaka terminali pis ise oyun konsoluna kaset yerleştirildiğinde oyunun başlaması zor olabilir.
- If the metal plate terminal of the game cassette is dirty it may be difficult for the game to start when the cassette is inserted into the game console.
O ormanda birçok büyük av hayvanı var.
- There's a lot of big game in that forest.
Babam beni sık sık beyzbol maçlarına götürür.
- My father often takes me to baseball games.
Yarın yağmur yağabilir, beyzbol maçı iptal edilecek.
- Should it rain tomorrow, the baseball game will be postponed.
Alçakgönüllülük olmadan, yiğitlik tehlikeli bir oyundur.
- Without humility, courage is a dangerous game.
Oyunculardan biri oyun sırasında sakatlandı.
- One of the players was hurt during the game.
Bu oyun seni kötü gelincik sürülerine karşı savaştırır.
- This game has you battle against hordes of evil stoats.
Bir sonraki oyunu kazanmaya istekliler.
- They are eager to win the next game.
Bir sonraki oyun için kendini hazırlasan iyi olur.
- You had better prepare yourself for the next game.
Annesi ona akşam yemeği için hazırlanmasını söylemesine rağmen Tom oyununu oynamaya devam etti.
- Even though his mother told him to get ready for dinner, Tom continued playing his game.
Partide pek çok oyun oynadık.
- We played a lot of games at the party.
Buradaki oyun planı nedir?
- What's the game plan here?
Gerçekten hiç oyun planım olmadı.
- I never really had any game plan.
Yağmur yağsa bile karşılaşma yapılır.
- The game will be held even if it rains.
I'm game, would you like to tell me how ? - From the computer game Adventure.
The forest has plenty of game.
Shall we play a game?.
He didn't get anywhere with her because he had no game.''.
... going to have to up our game and we, as parents, ...
... But the number one game in the world is soccer. ...