to form into a table or catalogue; to tabulate; as, to table fines

listen to the pronunciation of to form into a table or catalogue; to tabulate; as, to table fines
Englisch - Türkisch

Definition von to form into a table or catalogue; to tabulate; as, to table fines im Englisch Türkisch wörterbuch

table
sofra

Sofrada ses yapmamalısın. - You must not make a noise at the table.

Anne yemek için sofrayı hazırladı. - Mother set the table for dinner.

table
tablo

Bu tabloyu ortadan kaldır. - Take this table away.

O sadece eğlence için periyodik tabloyu ezberledi. - He learnt the periodic table by heart just for fun.

table
yemek

Masanın üstünde hâlâ bir sürü yemek var. - There are still a lot of dishes on the table.

Tom ve Mary öğle yemeklerini yerken boyanmamış bir piknik masasında oturdular. - Tom and Mary sat at an unpainted picnic table eating their lunch.

table
düzey
table
sofradakiler
table
gösterge
table
küfelik
table
{i} kafatası kemik tabakalarından biri
table
tasarıyı müzakereye sunmak
table
keste
table
(bir tasarı veya mesele) hakkındaki görüşmeyi veya tartışmayı ileri bir tarihe bırakmak
table
(Tıp) Düz kemiksi yaprak veya tabaka (özellikle kafa kemiklerinin tabakalarından biri)
table
{f} göstermek
table
nad listeye geçirmek
table
hulâsa
table
düz tepe
table
(fiil) masaya koymak, sunmak, göstermek, tartışmaya sunmak, ertelemek, listeye geçirmek, cetvele yazmak
table
(Askeri) ÇİZELGE, TABLO
table
(isim) masa, sofra, masadakiler, tablet, tablo [mat.], çizelge, tabla, kafatası kemik tabakalarından biri
table
{f} sunmak
Englisch - Englisch
table
to form into a table or catalogue; to tabulate; as, to table fines
Favoriten