Onlar düdük sesini duyduklarında son hızla başladılar.
- On hearing the whistle, they started at full speed.
Polis arabanın durması için düdük çaldı.
- The policeman whistled for the car to stop.
Mary küçükken oyuncak düdük çalardı.
- Mary played the tin whistle when she was young.
Tom nehir boyunca yürürken bir melodiyi ıslıkla çaldı.
- Tom whistled a tune as he walked along the river.
Birinin ıslık çaldığını duydum.
- I heard someone whistle.