Onu alması için Tom'u zorlamak zorunda kaldım. - I had to force Tom to take it.
Onu alması için Tom'u zorlamak zorunda kaldım.
I had to force Tom to take it.
Tom'u Mary'ye yardım etmeye zorlayamazsın. - You can't force Tom to help Mary.
Tom'u Mary'ye yardım etmeye zorlayamazsın.
You can't force Tom to help Mary.
Tom'u istifaya zorlayamayız. - We can't force Tom to resign.
Tom'u istifaya zorlayamayız.
We can't force Tom to resign.