to fill up; to make full or complete

listen to the pronunciation of to fill up; to make full or complete
Englisch - Türkisch

Definition von to fill up; to make full or complete im Englisch Türkisch wörterbuch

fulfill
{f} yerine getirmek

O, görevini yerine getirmek için sağlığını feda etti. - He sacrificed his health to fulfill his duty.

Öğretmenim emellerimi yerine getirmek için beni teşvik etti. - My teacher encouraged me to fulfill my ambitions.

fulfill
{f} karşılamak
fulfill
{f} yerine getirmek, yapmak: fulfill an obligation bir görevi yerine getirmek
fulfill
{f} yapmak
fulfill
ergi
fulfill
bkz.fulfil
fulfill
tamamla
fulfill
ing fil nail olmak
fulfill
fulfillment nail olma
fulfill
yapma

Değişmez bir karar verdikten sonra, o, hayallerini gerçekleştirmek için planlar yapmaya başladı. - Having made an unwavering decision, he started to make plans to fulfill his dreams.

İsteklerimden herhangi birini benim için yapmamanı istiyorum. - I ask you not to fulfill for me any of my requests.

fulfill
{f} uygulamak
fulfill
yerine getirme

Görevini yerine getirmelisin. - You must fulfill your duty.

Tom yükümlülüklerini yerine getirmedi. - Tom didn't fulfill his obligations.

fulfill
{f} tamamlamak
fulfill
gerçekleştir/yap
fulfill
{f} bitirmek
fulfill
icra
fulfill
ifa
fulfill
{f} gidermek

Uyku ihtiyacını gidermek yerine ihmal edenler, sonrasında ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşacaklardır. - Those who ignore rather than fulfill their need for sleep will soon encounter serious effects on their health.

Englisch - Englisch
fulfill
to fill up; to make full or complete
Favoriten