Biftek sulu ve gevrek.
- The roast beef is juicy and tender.
Hindi yumuşak ve sulu.
- The turkey was tender and juicy.
Gözyaşları, onun yumuşak yanaklarından aşağıya süzüldü.
- Tears rolled down her tender cheeks.
Şirketinizin teklifi kazandığını duydunuz mu?
- Have you already heard that your firm has won the tender?
Dünyanın daha fazla duyarlılığa ihtiyacı var.
- The world needs more tenderness.
And ſo good Capulet, which name I tenderAs dearely as my owne, be ſatisfied.