O, oltaya canlı yem taktı.
- He put live bait on a hook.
Bu kulübün bir üyesi kalmak istiyorsanız balık tutmak ya da yem kesmek zorundasınız.
- If you want to stay a member of this club, you have to fish or cut bait.
And than they com into a lowe medow that was full of swete floures, and there thes noble knyghtes bayted her horses.