Keşke benden kuşkulanmaktan vazgeçsen.
- I wish you would stop doubting me.
Benden kuşkulanmak için sebebin olduğunu biliyorum.
- I know you have reason to doubt me.
Tom'dan şüphelenmek için hiçbir nedenin yok.
- You have no reason to doubt Tom.
Ondan şüphelenmek için bir nedenim var.
- I have a reason to doubt that.
Onun görev için uygunluğundan hiç kimsenin kuşkusu yok.
- No one doubts her fitness for the post.
Bob'ın benim doğum günü partime gelip gelmeyeceğinden kuşkuluyum.
- I doubt if Bob will come to my birthday party.
Ben anadil olarak konuşan birinin bunu o şekilde söyleyeceğinden şüpheliyim.
- I doubt a native speaker would say it that way.
Tom'un yapmasını önerdiğin şekilde davranacağından şüpheliyim.
- I doubt that Tom would behave in the way you suggested he did.
Onun yetenekli bir sanatçı olduğundan şüphe etmeye yer yok.
- There is no room to doubt that he is a gifted artist.
Başka bir deyişle, sağduyudan şüphe etmelisin.
- In other words, you should doubt common sense.
Elbette o yeterince şüphe uyandırdı.
- Sure enough, he entertained doubts.
Ondan şüphe etmek hiç aklıma gelmedi.
- It never occurred to me to doubt him.
He fled, like Joseph, leaving it; but there, / I doubt, all likeness ends between the pair.