to fasten; to fix

listen to the pronunciation of to fasten; to fix
Englisch - Türkisch

Definition von to fasten; to fix im Englisch Türkisch wörterbuch

seize
el koymak
seize
{f} ele geçirmek
seize
{f} el koymak, zaptetmek, müsadere etmek, gaspetmek
seize
haczetmek
seize
(Bilgisayar) hat ele geçirmek
seize
ensesine yapışmak
seize
ele geçir

Polis evi araştırdı ve iki kilo eroin ele geçirdi. - The police searched the house and seized 2 kilograms of heroin.

Kısa bir çatışmadan sonra kasabayı ele geçirdik. - We seized the town after a short battle.

seize
tutmak
seize
ele geçir,tut
seize
{f} tutuklamak
seize
{f} tutukluk yapmak
seize
sicim sarıp bağlamak
seize
{f} kavramak
seize
{f} gaspetmek
seize
(Avrupa Birliği) zapt etmek, ele geçirmek
seize
{f} takılmak (makine)
seize
(hat) ele geçirmek
seize
{f} anlamak
seize
{f} zaptetmek
Englisch - Englisch
seize
to fasten; to fix
Favoriten