to fasten, fix

listen to the pronunciation of to fasten, fix
Englisch - Türkisch

Definition von to fasten, fix im Englisch Türkisch wörterbuch

seize
el koymak
seize
{f} ele geçirmek
seize
{f} el koymak, zaptetmek, müsadere etmek, gaspetmek
seize
haczetmek
seize
(Bilgisayar) hat ele geçirmek
seize
ensesine yapışmak
seize
ele geçir

Diktatör bir askeri darbeyle iktidarı ele geçirdi. - The dictator seized power in a military coup.

Polis okulda büyük miktarda uyuşturucu ele geçirdi. - The police seized a large quantity of drugs at the school.

seize
tutmak
seize
ele geçir,tut
seize
{f} tutuklamak
seize
{f} tutukluk yapmak
seize
sicim sarıp bağlamak
seize
{f} kavramak
seize
{f} gaspetmek
seize
(Avrupa Birliği) zapt etmek, ele geçirmek
seize
{f} takılmak (makine)
seize
(hat) ele geçirmek
seize
{f} anlamak
seize
{f} zaptetmek
Englisch - Englisch
seize