to fallout, come to pass, chance

listen to the pronunciation of to fallout, come to pass, chance
Englisch - Türkisch

Definition von to fallout, come to pass, chance im Englisch Türkisch wörterbuch

happen
{f} meydana gelmek

O, meydana gelmek zorunda değildi. - That didn't have to happen.

happen
olmak

Tom insanın içine işleyen bir şey olmak üzere olduğu hissini atlatamadı. - Tom couldn't shake the feeling that something profound was about to happen.

Bir şey olmak üzere olduğunu hissetti. - He felt that something was about to happen.

happen
{f} cereyan etmek
happen
{f} başından geçmek
happen
tesadüfen olmak
happen
bulmak

Şimdi, ne olduğunu bulmak zorundayız. - Right now, we have to find out what happened.

Tom'a ne olduğunu bulmak zorundasın. - You've got to find out what happened to Tom.

happen
tesadüfen -mek
happen
başına gelmek
happen
ol
happen
{f} rastlamak
happen
rast gelmek
happen
{f} tesadüf etmek
happen
happen ol
happen
happen on rast gelmek
to come to
gelinmek
to come to
gelmek

Tom Mary'nin onun partisine gelmek istediğini duyduğunda gerçekten memnun oldu. - Tom was really glad to hear that Mary wanted to come to his party.

Yarın gelmek zorunda kalacaksın. - You'll have to come tomorrow.

Englisch - Englisch
{v} happen
to fallout, come to pass, chance
Favoriten