to exert one's self; to work for a certain end

listen to the pronunciation of to exert one's self; to work for a certain end
Englisch - Türkisch

Definition von to exert one's self; to work for a certain end im Englisch Türkisch wörterbuch

endeavor
{f} çabalamak
endeavor
{i} çaba

Büyükbabam hâlâ yeni fikirleri almak için çabalıyor. - My grandfather still endeavors to absorb new ideas.

Bana göre, bilgisayar programlamak ilginç bir çabadır. - To me, computer programming is an interesting endeavor.

endeavor
{f} gayret etmek
endeavor
{f} çalışmak
endeavor
yapmaya çalışmak
endeavor
{f} uğraşmak
endeavor
{i} uğraş

Bir sonraki uğraşında sana iyi şanslar diliyorum. - I wish you the best of luck in your next endeavor.

endeavor
{f} çaba harcamak
endeavor
hummalı faaliyet
endeavor
(Kanun) teşvik etmek
endeavor
{i} gayret

Görevlerini yapmak için gayret ettiler. - They endeavored in order to do their duty.

Görevini yapmak için gayret ettik. - We endeavored in order to do his duty.

endeavor
çalışma

Gelecekteki çalışmalarında ona en iyisini diliyorum. - I wish her the very best in her future endeavors.

Gelecekteki çalışmalarında ona en iyisini diliyorum. - I wish him the very best in his future endeavors.

endeavor
{i} emek
endeavor
bkz.endeavour
endeavor
{f} gayret et

Fakirlere sürekli yardım etmeye gayret etti. - He has consistently endeavored to help the poor.

Görevimi yapmak için gayret ettim. - I endeavored to do my duty.

Englisch - Englisch
endeavor