Ben hariç herkes şarkı söylüyordu.
- Everybody was singing except me.
Pazartesi hariç herhangi bir gün olur.
- Any day will do except Monday.
Ona katlanmaktan başka seçimimiz yoktu.
- We had no choice except to put up with it.
Beklemekten başka, bir şey yapılamazdı.
- Nothing could be done, except wait.
Bu saati satın alırdım fakat çok pahalı.
- I would buy this watch, except it's too expensive.