Her zaman her şeyi düşünmemi bekleyemezsin.
- You can't expect me to always think of everything!
O, her zamankinden daha güçlüdür.
- He is stronger than ever.
Yeni politikayı benimsemek, bu şirketin şimdiye kadar yaptığı en iyi şeydi.
- Adopting the new policy was the best thing this company ever did.
Kylie Minogue, şimdiye kadar duyduğum en iyi şarkıcıdır!
- Kylie Minogue is the best singer I've ever heard!
Herkes Japonya'da artık kötü bir şey asla olmayacağını umuyor.
- Everyone is hoping nothing bad will ever happen in Japan.
Onu asla tekrar görmek istemiyorum.
- I don't ever want to see him again.
Hiçbir şey daima güvende değildir.
- Nothing is ever secure.
Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.
- Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.
Tokyo Kulesi'ni hiç gördün mü?
- Have you ever seen Tokyo Tower?
O gelmiş geçmiş en tehlikeli adam.
- He's the most dangerous man who ever lived.
O gelmiş geçmiş en cesur askerdir.
- He is the bravest soldier that ever lived.
Herhangi bir zamanda şehre gelirseniz, beni görmeye gelin.
- If you ever come to town, come to see me.
Tom'u herhangi bir zamanda tekrar göreceğimizi düşünüyor musun?
- Do you think we'll ever see Tom again?
Eğer bir gün bir işe ihtiyacın olursa, beni gör.
- If you ever need a job, come see me.
Eğer doğum sancıları insanların dediği kadar acı verseydi, herkesin sadece bir çocuğu olurdu.
- If labor pains would hurt so much as people say, everyone would only have one child!
Ebeveynlerime en az her üç ayda bir kez onları ziyaret edeceğime söz verdim.
- I promised my parents I would visit them at least once every three months.
Her on beş dakikada bir kez karıştırın.
- Stir once every fifteen minutes.
Çok param vardı ama hepsini harcadım.
- I had a lot of money, but spent everything.
Hepinize teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim.
- Thank you, everybody. Thank you so much.
Herkes hayatında yanlış şeyler yapar.
- Everyone does wrong things in their lives.
Aşk, harika bir duygu, herkese hayatında günün birinde gelir.
- Love, which is a wonderful feeling, comes to everyone at some time in their life.
Şu ana kadar hiçbir şey doğru değil.
- Nothing is ever right.
Şu ana kadar tattığım ilk Japon yemeği buydu.
- This was the first Japanese food I had ever tasted.
How can I ever get there in time.
It was ever thus.
Why are you always so nice to everyone?
- Why are you always so nice to everybody?
Tom thinks women always tell their best friends everything.
- Tom thinks that women always tell their best friends everything.
Did I ever!.
This family empathy measure is highly related to ever use of birth control but not to any measure of continuous use.
He's back and better than ever.
... ever heard about yourself? ...
... What was the funniest thing a fan has ever done to get your attention? ...