Englisch - Türkisch
Definition von to equalize; to make adequate im Englisch Türkisch wörterbuch
- adequate
- yeterli
Maaşın aileni geçindirmen için yeterli mi?
-Is your salary adequate to support your family?
Onun kendisi şiir olmadıkça, şiirle ilgili hiçbir tanım yeterli değildir.
-No definition of poetry is adequate unless it be poetry itself.
- adequate
- {s} yeterli, kâfi
- adequate
- (Bilgisayar) upuygun
- adequate
- kafi
- adequate
- (Ticaret) yetecek kadar
- adequate
- uygun
Ne yazık ki, Nuh'un gemisi ejderhalar, dinozorlar ve tek boynuzlular için uygun bir ortam değildi.
-Sadly, Noah's ark was not an adequate environment for dragons, dinosaurs and unicorns.
Kışın, önceden uygun hazırlık yapmadan bir dağa tırmanacak kadar aptal değilim.
-I'm not stupid enough to climb a mountain in the winter without first making adequate preparations.
- adequate
- elverişli
- adequate
- gereksinimi karşılayacak kadar yeterli
- adequate
- adequately layıkıyle adequateness yeterlilik
- adequate
- ehven
Relevante Übersetzungen
Englisch - Englisch
Definition von to equalize; to make adequate im Englisch Englisch wörterbuch
- adequate
to equalize; to make adequate
Silbentrennung
to equalize; to make ad·e·quateAussprache
Resimler
Historie
Favoriten