to enter on; to commence

listen to the pronunciation of to enter on; to commence
Englisch - Türkisch

Definition von to enter on; to commence im Englisch Türkisch wörterbuch

begin
başlamak

Sanırım ev ödevimle ilgili çalışmaya başlamak zorundayım. - I think I have to begin working on my homework.

Birlikte başlamak için buraya gelmemeliydin. - You shouldn't have come here to begin with.

begin
{f} başlatmak
begin
başla

Mağazaya gidiyorum ve kimi görüyorum? Onunla son kez buluştuğumuzdan beri kendisinde neler gittiğini bana hemen anlatmaya başlayan bir Amerikan arkadaşımı. - I go into the store, and who do I see? An American friend, who immediately begins to tell me what has been going on with him since we last met.

Yağmur başlamadan önce geri dönelim. - Let's go back before it begins to rain.

begin
zuhur etmek
begin
{f} girişmek
begin
ön ayak olmak
begin
başlangıç

O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur. - At the beginning it'll be tough, but everything's tough at the beginning.

Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı. - In the beginning God created the heaven and the earth.

begin
atılmak
begin
açmak
begin
adım atmak
begin
çığır açmak
begin
bismillah demek
begin
{f} koyulmak
begin
{f} (be.gan, be.gun, --ning)
begin
{f} önayak olmak
begin
(fiil) başlamak, girişmek, koyulmak, başlatmak, meydana gelmek, doğmak, önayak olmak
begin
{f} meydana gelmek, vücut bulmak
begin
ilk adımı atmak meydana gelmek
Englisch - Englisch
begin
to enter on; to commence
Favoriten