to endow with some power or faculty

listen to the pronunciation of to endow with some power or faculty
Englisch - Türkisch

Definition von to endow with some power or faculty im Englisch Türkisch wörterbuch

gift
armağan

Tom onun kadınlara Allahın bir armağanı olduğunu düşünüyor. - Tom thinks he's God's gift to women.

Dün artık mazi oldu. Yarın ise muamma. Bugün ise avuçlarımızın içinde bize sunulmuş bir armağandır. - Yesterday is history, tomorrow is a mystery, but today is a gift. That is why it is called the present.

gift
{i} allah vergisi

Sağlık en büyük Allah vergisidir. - Health is the greatest gift.

gift
hediye

Bu hediye sizin için. - She meant this gift for you.

Harika hediye için teşekkürler. - Thank you for the wonderful gift.

gift
{i} doğuştan yetenek

Onun doğuştan yetenekleri var. - He has natural gifts.

gift
{i} yetenek

Çok yetenekli bir sanatçısın. - You're a very gifted artist.

Yetenekli bir sanatçıdır. - She is a gifted artist.

gift
bahşiş
gift
bağışlama
gift
(İİ) kelepir
gift
çok ucuz şey
gift
ödül

Ödül olarak bir Playstation Vita aldım. - I received a Playstation Vita as a gift.

Yaşam, ödüllerini tekrar etmez. - Life does not repeat its gifts.

gift
basit iş
gift
(İİ) çocuk oyuncağı
gift
{i} bağış
gift
(isim) hediye, armağan, doğuştan yetenek, hibe, bağış, yetenek, kabiliyet, allah vergisi
gift
(Sosyoloji, Toplumbilim) armağan (mauss)
gift
{i} yetenek, istidat, Allah vergisi
gift
{i} hibe
Englisch - Englisch
gift
to endow with some power or faculty

    Silbentrennung

    to en·dow with some po·wer or fac·ul·ty

    Türkische aussprache

    tı endau wîdh sʌm pauır ır fäkılti

    Aussprache

    /tə enˈdou wəᴛʜ ˈsəm ˈpouər ər ˈfakəltē/ /tə ɛnˈdaʊ wɪð ˈsʌm ˈpaʊɜr ɜr ˈfækəltiː/
Favoriten