to endeavor to overtake; to go in pursuit of; to chase; to pursue; to prosecute

listen to the pronunciation of to endeavor to overtake; to go in pursuit of; to chase; to pursue; to prosecute
Englisch - Türkisch

Definition von to endeavor to overtake; to go in pursuit of; to chase; to pursue; to prosecute im Englisch Türkisch wörterbuch

follow
izlemek

Yapmanız gereken bütün şey beni izlemektir. - All you have to do is follow me.

Tom'u izlemek zorunda değiliz. - We don't have to follow Tom.

follow
{f} takip etmek

Sıkı bir diyet takip etmek önemlidir. - It's important to follow a strict diet.

Biz onu takip etmek zorunda değiliz. - We don't have to follow her.

follow
takip

Nereye giderseniz gidin, sizi takip edeceğim. - No matter where you go, I'll follow you.

Köpeği her yerde onu gittiği yerden takip eder. - His dog follows him wherever he goes.

follow
itaat etmek
follow
kollamak
follow
anlamak
follow
hemen ardından yer almak
follow
dikkatle dinlemek
follow
-in ardından gelmek
follow
uymak

Bütün üyeler bu kurallara uymak zorundadırlar. - All members must follow these rules.

Sadece talimatlara uymak zorundasın. - You only have to follow the instructions.

follow
{f} sonra gelmek
follow
peşini bırakmamak
follow
arkasından yetişmeye çalışmak
follow
çıkmak

Buradan canlı çıkmak istiyorsan, beni izle. - If you want to get out of here alive, follow me.

follow
(Askeri) UP ECHELON (AIR TRANSPORT): İNDİRME TAKVİYE KADEMESİ (HAVA ULAŞTIRMA): İndirme hedef bölgesine, hücum kademesinden sonra intikal eden unsurlar
follow
follow after peşinden gitmek
follow
bilardoda bir vuruş
follow
mesleğinde çalışmak
follow
{f} sürdürmek
follow
anlaşılmak
Englisch - Englisch
follow
to endeavor to overtake; to go in pursuit of; to chase; to pursue; to prosecute

    Silbentrennung

    to en·deav·or to overtake; to go in pur·suit of; to chase; to pursue; to pros·e·cute

    Aussprache

Favoriten