to effect or accomplish by praying; as, to pray a soul out of purgatory

listen to the pronunciation of to effect or accomplish by praying; as, to pray a soul out of purgatory
Englisch - Türkisch

Definition von to effect or accomplish by praying; as, to pray a soul out of purgatory im Englisch Türkisch wörterbuch

pray
dua etmek

Şu anda, Tom'u kurtarmak için yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Elimizden gelen şey dua etmektir. - There's nothing we can do to save Tom at this point. All we can do is pray.

Dua etmek için hepimiz diz çöktük. - We all knelt down to pray.

pray
{f} namaz kılmak
pray
dua

Tom ve diğer çiftçiler yağmur için dua etti. - Tom and the other farmers prayed for rain.

Tom her zaman yemekten önce dua eder. - Tom always prays before eating.

pray
dua okumak
pray
yalvarma

Leyla yalvarmaya başladı. - Layla started praying.

pray
yakarmak
pray
dua et

Biz dua etmek için diz çöktük. - We knelt down to pray.

Dua etmek için hepimiz diz çöktük. - We all knelt down to pray.

pray
{f} af dilemek

Leyla af dilemek için dua etti. - Layla prayed for forgiveness.

pray
{f} yalvarmak
pray
{f} ibadet etmek
pray
{f} rica etmek
Englisch - Englisch
pray
to effect or accomplish by praying; as, to pray a soul out of purgatory

    Silbentrennung

    to ef·fect or ac·com·plish by praying; as, to pray a soul out of pur·ga·to·ry

    Aussprache

Favoriten