O bağırdığında onun boyun damarları açıkça görünüyordu.
- When he shouted, the veins in his neck stood out clearly.
Balta alçakgönüllü bir boyuna gitmez.
- The axe does not go to a humble neck.
Kediyi boynundan yakaladım.
- I seized the cat by the neck.
Dedektiflerden biri onu boynundan yakaladı.
- One of the detectives seized him by the neck.
In the dim light, punters sit sipping raspberry-flavoured Tokyo martinis, losing the freestyle sushi off their chopsticks or necking Asahi beer.