to do, perform, use, exercise, try

listen to the pronunciation of to do, perform, use, exercise, try
Englisch - Türkisch

Definition von to do, perform, use, exercise, try im Englisch Türkisch wörterbuch

practice
{i} pratik

Tom her gün fagot çalarak pratik yapar. - Tom practices playing the bassoon every day.

Teoride, teori ve pratik arasında hiçbir fark yoktur. Fakat pratikte, var. - In theory, there is no difference between theory and practice. But, in practice, there is.

practice
{i} alıştırma

Alıştırma mükemmel yapar. - Practice makes perfect.

İkinci bir dil öğrenmek birçok alıştırma gerektirir. - Learning a second language requires a lot of practice.

practice
{i} idman

Tom takım idmanını izledi. - Tom watched the team practice.

practice
(Ticaret) mesleğin yapılması
practice
avukata gelen müvekkiller
practice
(Kanun) tatbik etmek
practice
idman yapmak
practice
{f} (bir maharet, yetenek v.b.'ni geliştirmek için) çalışmak, pratik yapmak, egzersiz yapmak: You must practice the piano every day for one
practice
{i} usul
practice
bkz.practise
practice
eylem
practice
{f} dolap çevirmek
practice
{f} gerçekleştirmek
practice
(Tıp) Pratik, egzersiz
practice
{i} tiy
practice
{f} deneyim kazanmak
practice
antreman

Tom, çocuklarını futbol antremanına götürdü. - Tom drove his children to soccer practice.

practice
{f} uygulmak
practice
practise tatbikat
practice
{i} ısınma
Englisch - Englisch
{v} practice
to do, perform, use, exercise, try
Favoriten