Doğru ile yanlışı ayırmak her zaman kolay değildir.
- It is not always easy to separate right from wrong.
Çöpü ayırmak önemlidir.
- It's important to separate the rubbish.
Tek yazılması gereken iki kelimeyi, iki ayrı kelime olarak yazmak Norveç'te büyük bir problemdir.
- Writing two separate words when it should be written as one is a big problem in Norway.
Onların her biri ayrı ayrı ödedi.
- They each paid separately.
Tom karısından ve çocuklarından ayrılmayı istemiyordu.
- Tom didn't like being separated from his wife and children.
Tom bana ebeveynlerimin ayrılmadan önce ne kadar süredir evli olduklarını sordu.
- Tom asked me how long my parents had been married before they separated.
Çok sinirliyken iyiyle kötüyü ayırmaya çalışmanın bir faydası yoktur.
- It is no use trying to separate the sheep from the goats while in a state of madness.
Öğretmen bizi iki gruba ayırdı.
- Our teacher separated us into two groups.
Manş denizi İngiltere'yi ve Fransa'yı ayırmaktadır.
- The English Channel separates England and France.
Siyaseti dinden ayırmalıyız.
- We must separate politics from religion.