Onu rahatsız etmek istemedim.
- I didn't want to disturb him.
Onu rahatsız etmek istemedim.
- I didn't want to disturb her.
Rahatsız etme korkusuyla sizi aramadım.
- I didn't call on you for fear of disturbing you.
Hiçbir şey onu rahatsız etmez.
- Nothing disturbs her.