O örgüt hiçbiri güvenilir olamayacak kadar çok bilgiyi yaymaktadır.
- That organization disseminates a lot of information, none of which can be trusted.
Ben saydam bir göz küresi olurum; ben hiçbir şeyim; Ben her şeyi görürüm; Evrensel varlığın akımları beni dolaşır; Ben Allah'ın parçası ya da parçacığıyım.
- I become a transparent eyeball; I am nothing; I see all; the currents of the Universal Being circulate through me; I am part or particle of God.
Kabulde masadan masaya dolaştı.
- He circulated from table to table at the reception.
O örgüt hiçbiri güvenilir olamayacak kadar çok bilgiyi yaymaktadır.
- That organization disseminates a lot of information, none of which can be trusted.
The values of the American Revolution have disseminated throughout the world.
... Use the LCD panel at the cashier to disseminate some ...
... People try to archive, then disseminate that idea to the ...