to disgrace; to dishonor; as, to dishonest a maid

listen to the pronunciation of to disgrace; to dishonor; as, to dishonest a maid
Englisch - Türkisch

Definition von to disgrace; to dishonor; as, to dishonest a maid im Englisch Türkisch wörterbuch

dishonest
{s} namussuz

Tom'un namussuz olduğunu düşünüyorum. - I think Tom is dishonest.

Dünyada neden bu kadar çok namussuz insan var? - Why are there so many dishonest people in the world?

dishonest
{s} karaktersiz
dishonest
{s} şerefsiz
dishonest
yalancı
dishonest
haysiyetsiz
dishonest
ikiyüzlü
dishonest
sahtekâr

Tom Mary'nin sahtekar olduğunu söyledi. - Tom said Mary was dishonest.

John sahtekâr satıcının işe yaramaz bir makine parçasını alırken onu kandırdığını iddia etti. - John claimed that the dishonest salesman had tricked him into buying a useless piece of machinery.

dishonest
namussuz,sahtekar
dishonest
dishonestly namussuzca
dishonest
{s} dürüst olmayan

Sami, Leyla ile dürüst olmayan bir ilişkiye sahipti. - Sami had a dishonest relationship with Layla.

Dünyada birçok dürüst olmayan insanlar vardır. - There are many dishonest people in the world.

dishonest
namussuz/aldatıcı
dishonest
{s} aldatıcı
dishonest
{s} hileli

Tom'un yaptığı şey hileliydi. - What Tom did was dishonest.

dishonest
şerefsizce
Englisch - Englisch
dishonest
to disgrace; to dishonor; as, to dishonest a maid
Favoriten