O grupla bağlantıları kesmelisin.
- You should cut off your connections with that group.
Makas bir şey kesmez.
- The scissors won't cut anything.
O, elmayı iki parçaya ayırdı.
- She cut the apple in two.
Tom bir cam parçası ile parmağını kesti.
- Tom cut his finger on a piece of glass.
Fabrika üretimini azaltmak zorunda kaldı.
- The factory had to cut back its production.
Birlik üyeleri, hafta sonu ceza oranlarını azaltmak için tekliflere sövüp saydılar.
- Union members railed against proposals to cut weekend penalty rates.
Bankerin maaş kesintisi geçiciydi, kalıcı değil.
- The banker's pay cut was temporary, not permanent.
Birçokları, savunma bütçesindeki kesintilerin ordunun etkinliğini baltalayacağından korkuyorlar.
- Many fear that cuts in the defense budget will undermine the military's effectiveness.
O, bir dilim et kesti.
- He cut off a slice of meat.
Tom havuçları dilimlerken kazara elini kesti.
- Tom accidentally cut his hand when he was slicing carrots.
The bartender cuts his beer to save money and now it's all watery.