to determine the presence of a compound

listen to the pronunciation of to determine the presence of a compound
Englisch - Türkisch

Definition von to determine the presence of a compound im Englisch Türkisch wörterbuch

detect
{f} keşfetmek
detect
meydana
detect
(Bilgisayar) algıla

Gözlerimiz ışığı algılayabilir. - Our eyes can detect light.

Sensörlerimiz olağandışı bir şey algılamadı. - Our sensors did not detect anything unusual.

detect
algılamak

Yerçekimi dalgalarını algılamak çok zordur. - Gravitational waves are very hard to detect.

detect
sapta

Japonya'da bebek mamasında radyoaktif sezyum saptandı. - In Japan, radioactive cesium was detected in baby formula.

detect
bulmak

Dedektif bazı ipuçlarını bulmak için bir büyüteç kullanır. - The detective used a magnifier to find some clues.

detect
ortaya çıkar,sapta
detect
{f} sezmek, farketmek
detect
{f} belirlemek
detect
detectable keşfi mümkün
detect
bul

Dedektif adamın suçuyla ilgili kesin kanıtı buldu. - The detective found absolute proof of the man's guilt.

Polis dedektifi kanlı bir bıçak buldu. - The police detective found a bloody knife.

detect
çıkarma
detect
tutmak
detect
detection keşif
detect
{f} ortaya çıkarmak
detect
bulma

Dedektif bazı ipuçlarını bulmak için bir büyüteç kullanır. - The detective used a magnifier to find some clues.

Sensörlerimiz olağandışı bir şey bulmadı. - Our sensors did not detect anything unusual.

detect
{f} sezmek
detect
(Mukavele) meyadana çıkarmak; keşfetmek
Englisch - Englisch
detect
to determine the presence of a compound

    Silbentrennung

    to de·ter·mine the pres·ence of a com·pound

    Türkische aussprache

    tı dıtırmın dhi prezıns ıv ı kımpaund

    Aussprache

    /tə dəˈtərmən ᴛʜē ˈprezəns əv ə kəmˈpound/ /tə dəˈtɜrmən ðiː ˈprɛzəns əv ə kəmˈpaʊnd/
Favoriten