Çalışmak istemeyen, yemek de yemesin.
- If anyone is not willing to work, then he is not to eat, either.
Öfkeli isen tartışma ve tok isen yemek yeme.
- Don't argue when you are angry and don't eat when you are full.
Yemek için fazla yiyecekleri yoktu.
- They did not have much food to eat.
Lütfen sadece yumuşak yiyecekler ye.
- Please eat only soft foods.
Ben genellikle çok yemek yemekten kaçınırım.
- I usually avoid eating meal too much.
Canım çok yemek yemek istemiyor.
- I don't feel much like eating.
Parmaklarınızla yemek yemek sadece yüzyıllar boyu devam etmekle kalmadı, aynı zamanda bazı alimler onun tekrar popüler olabileceğine inanıyorlar.
- Not only has eating with your fingers continued throughout the centuries, but some scholars believe that it may become popular again.
Tom yemek yemek için makul fiyatları olan yer arıyordu.
- Tom was looking for place to eat that had reasonable prices.
This project is eating up all the money.