to defeat or make an embarrassment out of

listen to the pronunciation of to defeat or make an embarrassment out of
Englisch - Türkisch

Definition von to defeat or make an embarrassment out of im Englisch Türkisch wörterbuch

own
sahip olmak

Birçok Amerikalının bir otomobile sahip olmak için parası yoktu. - Most Americans did not have the money to own an automobile.

Bir kütüphaneye sahip olmak başka bir şey, onu akıllıca kullanmak çok daha başka bir şey. - It is one thing to own a library; It is quite another to use it wisely.

own
kendi

Kendi yaşamını riske atarak çocuğu kurtardı. - He saved the boy at the risk of his own life.

Bazı ülkelerde, birinin kendi işini bile kamuya bırakamaması oldukça saçmadır. - It is rather ridiculous that, in some countries, a person cannot even release their own work into the public domain.

own
{f} -in sahibi/malı olmak: Do you own this house? Bu evin sahibi siz misiniz?
own
{s} kendisinin

Hiç kimse kendisinin düşmanı değildir. - Nobody is his own enemy.

O kendisinin en kötü düşmanıdır. - She is her own worst enemy.

own
{f} edin

Onların kendi çocukları olmadığı için bir kız evlat edinmeye karar verdiler. - Since they had no children of their own, they decided to adopt a girl.

Kendi çocuklarından birine sahip olmak yerine bir çocuk evlat edinmeye karar verdiler. - They decided to adopt a child rather than having one of their own.

own
{s} kendine özgü, özel, kendinin, kendi: her own book onun kendi kitabı. a character of its own kendine özgü bir şahsiyet
own
(Ticaret) risk kendi rizikosu
own
malı olmak
own
itiraf etmek
own
tanımak

Robotların, kendi kararlarını verebilmelerine olanak tanımak tehlikeli olabilir; çünkü sahiplerine karşı çıkabilirler. - Allowing robots to take their own decisions can be dangerous, because they can turn against their owner.

own
edin(mek)
own
teslim etmek
own
(Avrupa Birliği) kendi,öz
own
(sıfat) öz, kendisinin
own
{f} kabul etmek, itiraf etmek
own
{f} kabullenmek
own
dili tam ve doğru olarak itiraf etmek
Englisch - Englisch
own
to defeat or make an embarrassment out of

    Silbentrennung

    to de·feat or make an em·bar·rass·ment out of

    Türkische aussprache

    tı dîfit ır meyk ın îmberısmınt aut ıv

    Aussprache

    /tə dəˈfēt ər ˈmāk ən əmˈberəsmənt ˈout əv/ /tə dɪˈfiːt ɜr ˈmeɪk ən ɪmˈbɛrəsmənt ˈaʊt əv/
Favoriten