to defeat, beat, overthrow, overcome

listen to the pronunciation of to defeat, beat, overthrow, overcome
Englisch - Türkisch

Definition von to defeat, beat, overthrow, overcome im Englisch Türkisch wörterbuch

worst
(isim) en kötüsü, en kötü durum
worst
{f} yenmek
worst
yün iplik
worst
en kötü

En kötüsü için kendinizi hazırlamalısınız. - You must prepare yourself for the worst.

Tom, kendisinin en kötü düşmanı. - Tom is his own worst enemy.

worst
en kötü şey

Yazla ilgili en kötü şey sıcaklık. - The worst thing about summer is the heat.

Olabilecek en kötü şeyi düşünelim. - Let's consider the worst that could happen.

worst
en kötü şekilde

Bize en kötü şekilde ihanet edenler her zaman bizim için gözde olanlardır. - Those who betray us in the worst way are always those who are dearest to us.

worst
en kötü biçimde
worst
üstün gelmek
worst
{s} en kötü, en fena. i
worst
adamakıllı
worst
{i} en kötü durum

En kötü durum senaryosu nedir? - What's the worst case scenario?

Eğer en kötü durum senaryosu için hazır mısınız? - Are you ready for the worst-case scenario?

worst
{f} alt etmek
worst
en fena şekilde
worst
en fena surette
worst
(Tekstil) (yarn) yün iplik , kamgarn iplik
worst
en fenası
worst
fena halde
Englisch - Englisch
{v} worst
to defeat, beat, overthrow, overcome
Favoriten