to deceive; to trick; to impose on

listen to the pronunciation of to deceive; to trick; to impose on
Englisch - Türkisch

Definition von to deceive; to trick; to impose on im Englisch Türkisch wörterbuch

abuse
{i} suistimal

Mary'nin kocası onu suistimal etti. - Mary's husband abused her.

Sabrımı suistimal etmeyin. - Don't abuse my patience.

abuse
{f} kötü davranmak
abuse
küfür etmek
abuse
(Politika, Siyaset) kötü muamelede bulunma
abuse
gereği gibi kullanmama
abuse
kötü davranma
abuse
dövme
abuse
gereği gibi kullanmamak
abuse
dövmek
abuse
cinsel tacizde bulunmak
abuse
cinsel taciz

Dan, Linda'ya cinsel tacizde bulundu. - Dan sexually abused Linda.

abuse
sövüp sayma
abuse
çirkin sözler söylemek
abuse
yolsuz kullanmak
abuse
yolsuz kullanış
abuse
{i} kötüye kullanma

Her kişi, ayrıcalıklarını kötüye kullanma gücüne sahiptir. - Every person has the power to abuse their privileges.

Alkolü kötüye kullanma kampüste ciddi bir sorundur. - Alcohol abuse is a serious problem on campus.

abuse
{f} kötüye kullanmak
abuse
fesat
abuse
{i} kötüleme
abuse
(isim) küfür; kötüye kullanma, suistimal; taciz
Englisch - Englisch
abuse

Can we this quote? Their eyes red and staring, cozened with a moist cloud, and abused by a double object. - Jeremy Taylor (1633-67).

to deceive; to trick; to impose on
Favoriten