Englisch - Türkisch
Definition von to cure, grow well, soften, reconcile im Englisch Türkisch wörterbuch
- heal
- healable iyi olması kabil
- heal
- sağaltmak
- heal
- şifa
Zaman büyük bir şifacı ama kötü bir güzellikçidir.
-Time is a great healer, but a poor beautician.
Biriyle birlikte ağla. Yalnız ağlamaktan daha şifalıdır.
-Cry with someone. It's more healing than crying alone.
- heal
- iyileşme
Onun kırık bacağı henüz iyileşmedi.
-Her broken leg has not healed yet.
Yara henüz iyileşmedi.
-The wound has not yet healed.
- heal
- açık deniz
- heal
- bitirmek
- heal
- son vermek
- heal
- (yara/vb.) iyileşmek
- heal
- iyileştir
Zaman bütün yaraları iyileştirir.
-Time heals all wounds.
Zaman her şeyi iyileştirir.
-Time heals everything.
- heal
- iyileştirmek
Kalp yaralarını iyileştirmek zaman alır.
-Healing the wounds of the heart takes time.
- heal
- iyileşmek
Bir boşanmadan iyileşmek zaman alır.
-It takes time to heal from a divorce.
- heal
- (Tıp) Şifa bulmak, iyileşmek
- heal
- {f} tatlıya bağlamak
- heal
- (Tıp) Şifa vermek, iyi etmek
- heal
- {f} düzeltmek
- heal
- iyileşebilir iyileş/iyileştir
Relevante Übersetzungen
Englisch - Englisch
Definition von to cure, grow well, soften, reconcile im Englisch Englisch wörterbuch
- {v} heal
to cure, grow well, soften, reconcile
Silbentrennung
to cure, Grow well, soften, rec·on·cileAussprache
Resimler
Favoriten