O konuda Anayasa Mahkemesi tarafından karar verildi.
- That matter was decided by the Supreme Court.
Tekrarlanan suçları onu mahkemeye getirdi.
- His repeated delinquencies brought him to court.
Ona dava açmak istemiyorum.
- I don't want to sue her.
Ona dava açmak istemiyorum.
- I don't want to sue him.
Mahkeme oturumu üç saat sürdü.
- The court session lasted for three hours.
Tenis kortuna gidiyor musun?
- Are you on your way to the tennis court?
Bu otelde, bir tenis kortunuz var mı?
- Do you have a tennis court in this hotel?
Yüksek mahkeme yargıçları kanunları yorumlarlar.
- Judges on the Supreme Court interpret the laws.
Onu adliye binasında alabilirsin, katip ekledi.
- You can get it at the courthouse, the clerk added.
Kral VIII. Henry, Londra'dan çok uzak olmayan Thames Nehri üzerindeki sarayı Hampton Court'ta bir tenis kortuna sahipti.
- King Henry VIII had a tennis court at Hampton Court, his palace on the River Thames, not very far from London.
Saray ziyaretçileri bugün hala bu tenis kortunu görebilirler.
- Visitors to the palace can still see this tennis court today.
Müşterimiz dışarıdan istenmeyen bakışları önlemek amacıyla iç avlusu olan bir ev inşa etmek istiyor.
- Our client wants to build a house with an internal courtyard in order to avoid unwelcome gazes from the outside.
Bu bina dışarıdan dikkat çekici değildir ama içine bakarsanız çok güzel bahçeli bir iç avlu vardır.
- On the outside this building is not remarkable, but if you look inside there is a courtyard with a very beautiful garden.
Tenis kortuna gidiyor musun?
- Are you on your way to the tennis court?
Bu otelde, bir tenis kortunuz var mı?
- Do you have a tennis court in this hotel?
Tom topu sahaya sürdü.
- Tom dribbled the ball down the court.
Neden seni dava etmek isteyeyim?
- Why would I want to sue you?
Tom'u dava etmek istemiyorum.
- I don't want to sue Tom.
O, ona zararlar için dava açtı.
- She sued him for damages.
Biz sigorta şirketine poliçemizin şartlarını ihlal ettiği için dava açtık.
- We sued the insurance company because it violated the terms of our policy.
Yargıtay yasanın yasa dışı olduğuna karar verdi.
- The Supreme Court ruled that the law was illegal.
Bir yargıtay üyesiydi.
- He was a member of the Supreme Court.
Kur yapmadan önce bilseydim hiç kur yapmazdım.
- If I had known before I courted, I never would have courted none.
Geleneksel olarak erkeklerin kur yapmada öncülük etmesi bekleniyordu.
- Traditionally, men were expected to take the lead in courtship.
He was keeping company with her.
... you don't do the full court press all the time. ...
... court as a result of it. ...