Tom köşedeki küçük yerin yemek yemek için iyi bir yer olabileceğini düşündü.
- Tom thought the little place on the corner might be a good place to eat.
Tom yemek yemek için makul fiyatları olan yer arıyordu.
- Tom was looking for place to eat that had reasonable prices.
Onların bana servis ettiklerini yemekten başka seçeneğim yok.
- I have no choice but to eat what they serve me.
Karpuz yemekten hoşlanırım.
- I like to eat watermelon.