to correspond in gender, number, case, or person

listen to the pronunciation of to correspond in gender, number, case, or person
Englisch - Türkisch

Definition von to correspond in gender, number, case, or person im Englisch Türkisch wörterbuch

agree
{f} kararlaştırmak
agree
{f} hemfikir olmak
agree
{f} yaramak
agree
{f} uyuşmak

Sıfatın ismiyle uyuşmak zorunda olduğunu unutma. - Don't forget that the adjective must agree with its noun.

agree
uymak (bir başka şeye)
agree
uzlaşmak
agree
kabul et

Başkan Roosevelt yardım etmeyi kabul etti. - President Roosevelt agreed to help.

Teklifimi kabul etmedi. - He didn't agree to my proposal.

agree
anlaşma sağlamak
agree
mutabık olmak
agree
(Politika, Siyaset) mutabakata varmak
agree
mutabık kalmak
agree
{f} aynı fikirde olmak

Onunla aynı fikirde olmak zorundayım. - I have to agree with her.

Tom'la aynı fikirde olmak zorundayım. - I'm forced to agree with Tom.

agree
katılıyorum

Ben kesinlikle size katılıyorum. - I agree with you absolutely.

Ben onun fikrine katılıyorum. - I agree with his opinion.

agree
agree to bir konuda mutabık kalmak
agree
tatlı
agree
iyi

Bu iklim bana iyi gelmiyor. - This climate doesn't agree with me.

Buradaki iklim bana iyi gelmiyor. - The climate here doesn't agree with me.

agree
{f} razı olmak, rıza göstermek; mutabık olmak
agree
mutabık

Biz neredeyse hiçbir şeyde mutabık kalmayız. - We hardly ever agree on anything.

Biz indirim oranı üzerinde mutabık kaldık. - We have agreed on the rate of discount.

agree
muvafakat etmek kabul etmek
agree
uygun

Bizim planımız için uygun musun? - Are you agreeable to our plan?

Onu başkan olarak seçmeyi uygun buldular. - They agreed to elect him as president.

Englisch - Englisch
agree
to correspond in gender, number, case, or person
Favoriten